Editör’den Ülkeler Parçalanarak Güçlenmez II Irak’ta 2003 işgalinden sonra halk, ülkede artık demokratik, insan hak ve özgürlüklerine saygılı bir rejimin kurulması ümidine kapıldı. Yıllarca dikta rejimi altında inleyen halkın da zaten bundan başka bir beklentisi yoktu. Bu noktada atılması gereken ilk adımlar, ülke yönetimine el koyan işgal güçlerinden bekleniyordu. İlk adımların doğru atılması, doğru ve sağlıklı sonuçların doğurmasına yol açacaktı. Fakat ne yazık ki beklentileri karşılayacak olumlu gelişmeler yaşanmadı. Öncelikle ülke yönetimini demokratik biçimde yürütecek ekiplerin ortaya çıkmasına fırsat verilmesi yerine, etnik ve mezhep ayrımcılığına teşne olan kutuplarla iş birliği yapıldı. Irak’ın bütünlüğünü, güvenliğini, huzur ve birliğini arzulayan vatansever şahsiyetler dışlandı. Ülkede yıllarca sürecek çekişme ve anlaşmazlıkları daha da derinleştiren ayrılıkçı eğilimlere fırsat verildi. Böylece meydan intikamcı ve kinci mihraklara bırakıldı. Ülkede fitne, fesat, hırsızlık, yolsuzluk, terör, gasp ve her türlü yasa dışı uygulamaların yapılmasına zemin hazırlayan bir düzen kuruldu. Ülkede devlet tarafından güven ve huzur sağlanmadığı için, toplu göçler yaşandı. Can güvenliği olmadığı için doktorlar, mühendisler, üniversitelerin eğitim kadrolarında yetişmiş insanlar, sanatçılar, yazarlar, entelektüel kişiler ülke dışına çıktı. Eğitim, ticaret ve sağlık sektörü çöktü. Üzülerek ifade etmek gerekir ki Irak 19 yıl içinde çok zaman ve çok kan kaybetti. Yetişmiş insan potansiyelinin kaybedildiği ve demokratik parlamenter düzenin bir türlü rayına oturamadığı ülkede, halkın geleceğe ümitle bakmasına imkân bırakılmadı. Hükümetin kurulma esasları etnik ve mezhep pazarlığı üzerinden ele alınması, hem de bu pazarlıkların alenen medya önünde yapılması, işin ne kadar çağ dışı bir raddeye vardığını gösterdi. Böylesini çirkin pazarlıkların, dünya kamuoyunun tepkisine yol açmaması ve normal karşılanması, insanlık adına hayret verici bir olaydır. İktidar paylaşımı etnik ve mezhep ayrımcılığı üzerine yapıldığı için, ülkede daha uzun yıllar çağdaş normlara uygun bir hukuk devletinin tesis edilmesinin çok uzak bir hayal olduğunu maalesef söylemek mümkündür. Irak’ın Nüfus Dokusu ve Dinî Yapısı Ülke genelinde resmi nüfus sayımının son olarak 1997 yılında yapıldığı Irak'ta, devam eden yıllar içinde bazı kurum ve bakanlıklarca birtakım sayımlar yapıldı. Irak'ta 2005 yılında yapılan gayri resmi sayımda, ülke nüfusu 27 milyon 962 bin 968 olarak açıklandı. Irak Planlama Bakanlığına bağlı Kalkınma ve İş birliği Kurumu ise 2015'te ülke nüfusunu yaklaşık 36 milyon olarak duyurdu. Son olarak Irak Merkezi Sayım Kurumunun 2017 yılında yaptırdığı sayıma göre ise ülke nüfusu 37 milyon 139 bin 519 olarak belirlendi. 37 milyonu aşan nüfusun yaklaşık %75’i şehirlerde, %25’i kırsal kesimde yaşıyor. Mevcut nüfusun yüzde 96’sı Müslüman. Müslümanların ise yüzde 53’ü Şii, yüzde 42’si Sünni.